Türkiye’nin ‘Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’ndan çekilmesi ne anlama geliyor?

Türkiye’nin, Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’ndan (AKKA) çekilmesi kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Türkiye’nin, söz konusu antlaşmadan çekilmesinin  en önemli yansımalarından biri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), konuşlandırdığı ve ürettiği tank, top, zırhlı araç, uçak ve helikopterlerle ilgili herhangi bir sayı kısıtlamasına tabi olmayacağıdır.

AKKA NEDİR?

Soğuk Savaş döneminin sonlarında, 1990 yılında Paris’te NATO ve Varşova Paktı ülkeleri arasında imzalanan AKKA, Avrupa’da barışın sağlanması ve korunması adına hayata geçirildi ve taraflara zırhlı muharebe araçları, muharebe tankları, savaş uçakları, toplar ve saldırı helikopterlerini içeren toplam beş konvansiyonel silah kategorisinde sayıca kısıtlama getirdi.

AKKA, antlaşmanın IV. maddesi; farklı askeri bölgelere göre değişmekle birlikte, tüm taraf devletlerin silah gücüne aşağıdaki sayısal kısıtlamaları getirmekteydi:

  • 20 bin tank, aktif birliklerde 16 bin 500
  • 20 bin topçu parçası, aktif birliklerde 17 bin
  • 30 bin zırhlı muharebe aracı (ZPT’ler dahil), aktif birliklerde 27 bin 300
  • 6 bin 800 savaş uçağı
  • 2 bin saldırı helikopteri

Antlaşma uyarınca tüm NATO ve Varşova Paktı müttefikleri, 19 Kasım 1990’dan itibaren 40 ay içerisinde tarafların, bu sınırları aşan miktardaki silah ve malzemelerini imha etmesi veya sivil kullanıma sunması üzerinde uzlaşmıştı.

Antlaşma, kısıtlamaların yanı sıra, taraf devletler arasında birliklerin konumu, malzeme sayıları ve yapılacak denetimler üzerine ayrıntılı bilgi alışverişi yapılmasını da gerektiriyordu.

ANTLAŞMA’NIN SORUNLARI

Harita üzerinde incelendiğinde, Rusya’nın Baltık bölgesi sınırlarında bulunan devletlerin antlaşmaya taraf olmadığı görülür. 

1990 yılında imzalanan antlaşmaya taraf olmayan İsveç, Finlandiya, Litvanya, Letonya, Estonya bugün NATO müttefiki olsalar dahi antlaşmanın gerektirdiği kısıtlamalara tabi değildir.

Öte yandan, bugüne dek NATO üye ülkeleri ve Rusya tarafından yapılmış çeşitli ihlaller kayıtlara geçmiştir. Buna örnek olarak, ABD’nin Romanya ve Bulgaristan’da kurduğu üslerde; Rusya’nın II. Çeçen Savaşı ve Gürcistan’ı işgali sırasında ve ayrıca 2019 yılında, Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı savaşı sırasında, belirlenen bölgesel limitlerin aşılması gibi konular verilebilir.

İSTANBUL’DA REVİZE EDİLDİ ANCAK…

İstanbul’da 1999 yılında düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesi sırasında AKKA revize edildi, yeni antlaşmayı imzacı 30 devlet arasından yalnızca Rusya, Ukrayna, Belarus ve Kazakistan onayladı.

NATO, Rusya’nın Moldova ve Gürcistan’daki askeri varlığının limitlerin üzerinde olduğunu savunarak uyarlanmış antlaşmayı onaylamadı. Bunun üzerine, Gürcistan ve Moldova ile ikili antlaşmalar imzalayan Rusya, birliklerini orada meşru olarak bulundurduğunu NATO’ya kabul ettiremedi ve antlaşmanın 1990 yılında imzalanan hali yürürlükte kalmaya devam etti.

RUSYA NEDEN ÇEKİLDİ?

Rusya tarafından, 1999’da imzalanan uyarlanmış yeni antlaşma, NATO tarafından onaylanmadığı için 2007 yılında AKKA askıya alındı ve 2015 yılında ise Rusya’nın antlaşmadan süresiz olarak çekileceği duyuruldu.

Rusya, 7 Kasım 2023 tarihinde anlaşmadan resmen çekildiğini açıkladı. Hemen ardından NATO da ortak bir bildiri yayınlayarak anlaşmayı askıya aldığını duyurdu.

Rusya, anlaşmadan çekilirken, “Rusya lehine bir değerinin kalmadığını, mevcut güç dengelerini gözetmediğini ve artık modası geçmiş olduğunu” iddia etti. NATO ise Ukrayna’da devam eden savaşın yanı sıra, Rusya’nın bu antlaşmadan çekilmesini endişe verici olarak nitelendirdi.

TÜRKİYE TARAFLARI GERİ ÇAĞIRDI

Dışişleri Bakanlığı, 7 Kasım 2023’te yayınladığı basın açıklamasında bu ifadelere yer verdi:

”Bu karar, özünde geri alınabilir niteliktedir. İçinden geçmekte olduğumuz olağanüstü dönemde, silahların kontrolü, silahsızlanma ve yayılmanın önlenmesi düzenlemelerinin tam olarak uygulanmasına geri dönülmesi, uluslararası güvenlik bakımından her zamankinden daha da büyük önem taşımaktadır.” 

Resmi gazetede çıkan haberde ise şu ifadeler yer aldı:

POLONYA ASKIYA ALDI, YA BELARUS?

Polonya, 29 Mart 2024’te anlaşmayı askıya aldığını, ”Bu durum, savunma gücü ve silahlı kuvvetlerin caydırıcılığının daha da güçlendirilmesini gerektiriyor” açıklamasıyla duyurdu.

Belarus’ta ise 5 Nisan’da Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, parlamentoya AKKA’nın askıya alınması için bir yasa tasarısı sundu.

NE ANLAMA GELİYOR?

Rusya’nın çekilmesinin yanı sıra NATO devletlerinin ortak kararla; Türkiye ve Polonya’nın da resmen antlaşmayı askıya alması, Avrupa’da kara ve hava kuvvetlerinin silahlandırılmasının ve sınır bölgelerde konuşlandırılmasının önünde bir engel kalmadığı anlamına geliyor.

Son dönemde, Ukrayna Savaşı’nın yanı sıra İsveç’in NATO’ya katılması, Rusya ve NATO arasındaki tansiyonu büyük ölçüde arttırdı. Bu antlaşmanın askıya alınmasının ardından, Avrupa’da yeniden bir silahlanma yarışının başlaması gündeme gelebilir.

DİĞER KISITLAYICI ANTLAŞMALAR

Uluslararası alanda silahlanmayı kontrol altına almak ve silahlanma yarışlarını önlemek için yürürlüğe sokulmuş diğer antlaşmalar şunlardır:

  • Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT): Nükleer silahların yayılmasını önlemeyi ve nükleer silahsızlanmayı teşvik etmeyi amaçlar. 1970 yılında yürürlüğe girmiştir, süresizdir ve hala yürürlüktedir.
  • Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşmaları (START): Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasında stratejik nükleer silahların
  • azaltılmasını hedefleyen bir dizi anlaşmadır. Son anlaşma 2011’de imzalandı ve 2026’da sona erecek.
  • Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması (INF): Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasında orta menzilli nükleer füzelerin imhasını öngören bir anlaşmadır. 1987’de imzalanmışsa da 2019 yılında sona ermiştir.
  • Kimyasal Silahların Yasaklanması Anlaşması (CW): Kimyasal silahların üretimini, depolanmasını ve kullanımını yasaklar, BM tarafından hazırlanmış ve 1997 yılında yürürlüğe girmiştir, süresizdir ve hala yürürlüktedir.
  • Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (BWC): Biyolojik silahların üretimini, depolanmasını ve kullanımını yasaklar. 1975 yılında yürürlüğe girmiştir, süresizdir ve hala yürürlüktedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir